Fibromiyalji Nedir?

Fibromiyalji sendromu (FMS) olarak da adlandırılan fibromiyalji, vücutta genel hassasiyet alanlarının oluştuğu, kaslarda ve kemiklerde ağrı ile genel yorgunluk hissedilen, uyku düzeninde problemlere ve bilişsel bozukluklara neden olan kronik, yani uzun süreli bir durumdur.

Fibromiyaljinin tedavisi güç ve karmaşıktır. Ancak uygun ilaçlar, terapi ve yaşam tarzında yapılacak değişiklikler sayesinde fibromiyaljinin belirtileri yönetilebilir ve yaşam kalitesini arttırmak mümkün olabilir.



Fibromiyalji Neden Olur?

Henüz kesin olarak bilinmemekle birlikte gerçekleştirilen en son araştırmalar ışığında fibromiyaljinin enfeksiyon, travma ve stres gibi bir kısım tetikleyici ile etkisini gösteren kalıtsal özelliklere bağlı genetik eğilimlerden kaynaklandığı görülmektedir.

Bir teoriye göre beyin bir sebepten dolayı ağrı eşiğini düşürür ve daha önce acı vermeyen duyumlar zamanla çok acı verici hale gelir. Başka bir teori ise sinirlerin ağrı sinyallerine aşırı tepki göstermesidir. Buna göre fibromiyalji durumundan etkilenen bireylerde beyin ve sinirler normal ağrı sinyallerini yanlış yorumlayabilir veya aşırı tepki verebilir.

Bu durum beyindeki kimyasal dengesizliklerden veya beyindeki merkezi ağrı duyarlılığını etkileyen arka kök gangliyonunda mevcut anormalliklerden kaynaklanabilir. Fibromiyalji belirtileri otoimmün bozuklukların belirtilerine çok benzemektedir. Bu benzerlikler fibromiyaljinin otoimmün bir durum olabileceği teorisine de yol açmıştır.

Fibromiyalji sıklıkla aynı ailede görülür ve genlerle aktarılabilir. Gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda sinir hücreleri arasındaki kimyasal ağrı sinyallerinin iletimini etkileyen birkaç olası gen tanımlanmıştır. Fibromiyalji genellikle orta yaştan itibaren görülür ve yaşlandıkça ortaya çıkması riski artar. Bununla beraber fibromiyalji çocuklarda da görülmüştür.

Bu potansiyel faktörler arasında enfeksiyon, ya da geçmişteki bir hastalık fibromiyaljiyi tetikleyebilir veya semptomlarını daha da ağır hale getirebilir. Gribin, zatürrenin, Salmonella ve Şigella bakterilerinin neden olduğu sindirim sistemi enfeksiyonları ile Epstein-Barr virüsünün olasılıkla fibromiyaljiyi tetikleyebileceği bilinmektedir.

Ağır bir fiziksel veya duygusal travma geçiren kişilerde fibromiyalji gelişebilir. Bu durum travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile bağlantılıdır. Travma gibi, stres de bireylerde uzun süre devam eden etkiler bırakabilir. Stres, fibromiyalji tetiklenmesine katkıda bulunabilecek hormonal değişikliklerle bağlantılıdır.

Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?

Günümüzde fibromiyaljinin vücutta aynı zamanda hassas noktalar olarak adlandırılan ağrı bölgelerine neden olduğu bilinmektedir.

Bu bölgelerin bazıları geçmişte “tetikleme noktaları” olarak adlandırılan hassasiyet alanları ile örtüşmektedir ancak başka ağrı noktaları geçmişte kabul gören hassasiyet alanlarından ayrı yerlerde görülmektedir.

Geçmişte, bireylerin vücutlarındaki on sekiz belirli tetikleme noktasından en az on birinde yaygın ağrı ve hassasiyet varsa fibromiyalji teşhisi konulmuştur. Bu noktaların üzerine sıkıca bastırıldığında birey acı hissediyorsa, fibromiyalji ağrı noktası hassas olarak tanımlanmıştır. Bu noktalar arasında baş arkası ve ense, omuz üstleri, üst göğüs, kalçalar, dizler ve dirseklerin dışı mevcuttur.

2016 yılında fibromiyalji tanı kriterlerinde yapılan revizyonlarda ve güncellemelerde belirtilen beş ağrı bölgesinin dördünde kas-iskelet ağrısı yaşayan bireylerde fibromiyalji teşhisi değerlendirilmektedir.

Ağrı noktaları artık fibromiyalji teşhisi için tek başına yeterli görülmemektedir. Üç aydan fazla bir süredir devam eden yaygın bir ağrı ile bu ağrıyı açıklayabilecek tanımlanabilir bir tıbbi durum yoksa fibromiyalji teşhisi konulur. Hiçbir laboratuvar testi veya görüntüleme taraması fibromiyaljiyi tespit edemez.

Ağrı, en belirgin fibromiyalji belirtisidir. Vücuttaki çeşitli kaslarda ve diğer yumuşak dokularda tutarlı, sürekli ve donuk bir ağrı gibi hissedilir. Hafif bir ağrıdan yoğun ve neredeyse dayanılmaz bir rahatsızlık ve acıya kadar değişebilir. Ağrının şiddeti günden güne değişebilmektedir. Bununla birlikte, vakalarda ağrı ve yorgunluklarının bütünüyle iyileştiği remisyon tipi dönemler görülebilir.

Fibromiyalji ağrısı göğüs bölgesinde olduğunda, kalp krizinin ağrısı ile benzerlik gösterebilir. Bu ağrı delici, keskin ya da yanma hissi gibi gelebilir ve kalp krizinde olduğu gibi nefes alamama hissi uyandırabilir.

Fibromiyalji ağrısının sırtta hissedilmesi çok yaygındır. Bu ağrının bel fıtığı, çekilmiş bir kas ya da romatizma ile arasındaki farkı anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Romatizma ile fibromiyaljinin aynı anda görüldüğü vakalar da mevcuttur.

Fibromiyalji ağrısını bacaklardaki kaslarda ve yumuşak dokularda da hissetmek mümkündür. Bu ağrı kramp ağrısına ya da romatizma ağrısına benzeyebilir. Genellikle derin, zonklayan veya yanma hissine benzeyen bir ağrıdır.

Bazı vakalarda bacaklardaki fibromiyalji uyuşma, karıncalanma veya bacakların üzerinde bir şeyler yürüyormuş gibi hissedilir. Bazı durumlarda yorgunluk etkisini bacaklar üzerinde gösterebilir ve uzuvları hareket ettirmek üzerinde ağırlık varmışçasına zor olabilir.

Fibromiyaljinin ağrı haricindeki belirtileri arasında sürekli yorgunluk, uyku sorunları, uzun süre boyunca uyumaya rağmen dinlenmiş hissetmeme (dinlendirici olmayan uyku), başağrısı, depresyon, anksiyete, odaklanma veya dikkat sorunları, karın boşluğunda acı ya da ağrı, gözlerde kuruluk ve interstisyel sistit gibi mesane problemleri bulunmaktadır. Fibromiyalji bireylerin duygusal halini ve günlük enerji seviyesini de etkileyebilir.

Fibromiyalji sisi, fibro sisi veya beyin sisi olarak da bilinir. Bazı bireylerin yaşadıkları bulanıklık hissini tanımlamak için kullandığı bir terimdir. Beyin sisinin belirtileri arasında hafıza kaybı, konsantrasyon zorluğu, ve dikkat vermede zorluk bulunmaktadır. Bazı vakalarda bireyler fibromiyaljinin neden olduğu beyin sisini, hissedilen fiziksel ağrıdan daha rahatsız edici bulmaktadır.

Kadınlarda Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?

Kadınlarda fibromiyalji belirtileri genellikle erkeklerden daha şiddetlidir. Erkeklerde göre kadınlarda ağrı daha yaygındır, irritabl bağırsak sendromu semptomları ile sabah yorgunluğu daha fazla görülür.

Aylık regl dönemi ise daha ağrılı geçer. Menopoza geçiş fibromiyalji belirtilerini daha da kötüleştirebilir. Menopozun ve fibromiyaljinin bazı semptomlarının benzerlik göstermesi iki durum arasındaki ayrımın yapılmasını güçleştirmektedir.

Erkeklerde Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?

Fibromiyalji erkeklerde de görülse bile, halk arasında daha çok bir kadın hastalığı gibi görülmesinden dolayı her zaman kolaylıkla teşhis edilemez. Ancak 2016 teşhis protokolünün kullanımının yaygınlaşmasıyla daha fazla erkeğe fibromiyalji tanısı konulmaktadır.

Erkeklerde de fibromiyaljiden kaynaklanan yoğun ağrıya ve duygu sorunları gibi semptomlar görülmektedir. Ancak toplumda bulunan erkeklerin acıya dayanıklı olması inancının yanı sıra şikayetlerinin ciddiye alınmayacağı endişesi bireyleri tıbbi destek alma yolundan çevirmektedir.

Fibromiyalji Tanısı

Fibromiyalji tanısı genellikle oldukça zor konulur. Fibromiyaljinin belirtileri diğer benzeri durumların belirtileri ile benzerlik gösterir ve teşhisi doğrulamak için temel bir test yoktur. Bunun sonucu olarak fibromiyalji sıklıkla yanlış teşhis edilir.Fibromiyalji tanısı için hastanın geçmiş öyküsü alınır ve fiziki muayenesi yapılır. Hastanın öyküsüne eşlik eden belirtiler ve ağrının vücuda dağılımı tanı için oldukça önemlidir. Fibromiyaljinin karakteristik ağrıları özellikle omurga çevresi, kollar ve bacaklarda gözlemlenmektedir.

Yine Fibromiyalji tanısında laboratuvar testlerinden de faydalanılmaktadır. Fibromiyalji testlerinin ölçümleri normal oranlarda gözlemlenebileceği için fiziki muayene şarttır. Fibromiyalji tanısı kas – kuvvet muayenesi ve eklem muayenesi ile ortaya çıkmaktadır. Fibromiyalji tanısının netleşmesi için konusunda uzman bir hekim tarafından yapılan fiziki muayenede özellikle ense, boyun, omuz, dirsek, göğüs duvarı, kalça, bel ve diz bölgeleri kontrol edilir.

Fibromiyalji için henüz kesin bir tedavi yoktur. Tedavi süreci bunun yerine semptomları azaltmaya ve yaşam kalitesini yükseltmeye odaklanır. Bunun için ilaçlar, kendi kendine bakım yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri kullanılır.

Fibromiyalji Nasıl Tedavi Edilir?

Fibromiyalji tedavisinde kullanılan ilaçların asli amacı ağrıyı kontrol altına almak ve yaşam kalitesini yükseltmektir.

Bu genellikle iki yönlü bir yaklaşımla, kendi kendine bakım ve ilaç kullanımı ile gerçekleştirilir. Fibromiyalji tedavi süreci için alınan ilaçlar ağrıyı hafifletebilir ve daha iyi uyumaya yardımcı olabilir.

Fibromiyalji için yaygın olarak verilen ilaçlar arasında ağır ağrılar için reçeteli, hafif ağrılar için reçetesiz ağrı kesiciler, yorgunluğu gidermek ve uyku düzeninin geri getirmek için antidepresanlar, sinir hücrelerinin ağrı sinyalleri göndermesini engellemek için bazı epilepsi ilaçları mevcuttur.

Daha ağır ağrı kesiciler ve narkotikler, araştırmaların ağrıyı azaltmak için etkili olmadıklarını gösterdiği için geçmişte olduğunun aksine artık tavsiye edilmemektedir.

Fiziksel terapi, kasların dayanıklılığı ve gücünü arttırırken aynı zamanda vücuttaki stresi azaltır. Egzersiz ve stres azaltma teknikleri hem zihinsel hem de fiziksel olarak bireyin kendisini daha iyi hissetmesine yardımcı olacaktır. Destek ve rehberlik için bir terapiste başvurmak çok faydalı sonuçlar verebilir.

Fibromiyalji tedavisi bitkisel ilaçlarla ve doğal tedavi yöntemleriyle de desteklenebilir. Eğer reçete edilen ilaçlar fibromiyalji semptomlarını tamamen rahatlatmazsa, bunlara ek olarak çeşitli alternatifler mevcuttur.

Bu alternatif doğal tedaviler hem stresi hem de ağrıyı azaltmaya odaklanır ve geleneksel tıbbi tedaviler ile birlikte kullanılmalıdır.

Bu tedaviler arasında fizik tedavi, kaplıca terapisi, meditasyon, yoga, tai chi, egzersiz, masaj terapisi ve dengeli, sağlıklı bir diyet mevcuttur. Bu tedavi türlerinden herhangi birisine başlamadan önce mutlaka doktora başvurulmalı ve bireyin durumu ile uyumu hakkında bilgi alınmalıdır.

Fibromiyalji Diyet ve Beslenme Önerileri

Fibromiyalji teşhisi olan bireylerin genel olarak dengeli bir diyet takip etmesi önerilir. Beslenme, vücudun sağlıklı kalmasını sağlar, semptomların kötüleşmesini önleyebilir ve vücuda sürekli bir enerji kaynağı sağlamaya yardımcı olması bakımından önemlidir.

Bunun için akılda tutulması gereken diyet stratejileri arasında kepekli tahıllar, az yağlı süt ürünleri ve yağsız protein ile birlikte taze meyve ve sebzelerin tüketilmesi mevcuttur.

Bolca su içilmesi ve etten daha fazla sebze tüketilmesi, diyetteki şeker miktarının azaltılmasının yanı sıra sağlıklı bir kilonun korunması tavsiye edilmektedir.

Her yemekten sonra nasıl hissedildiğini takip etmeye yardımcı bir yemek günlüğü tutmak, kişinin hangi besin türlerini tercih etmesi gerektiğini belirlemek için etkili bir yöntemdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PERİKARDİT NEDİR?

Kostik nedir?

İSKEMİ NEDİR?